Kur'an Mealleri

1118|7|164|وَإِذْ قَالَتْ أُمَّةٌ مِّنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا ٱللَّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا قَالُوا۟ مَعْذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
7:164. Ve iz kâlet ummetun minhum lime teizûne kavmenillâhu muhlikuhum ev muazzibuhum azâben şedîdâ(şedîden), kâlû ma’zireten ilâ rabbikum ve leallehum yettekûn(yettekûne).

7:164. Onlardan bir topluluk dedi ki: “Allah’ın yok edeceği veya şiddetli bir azap ile cezalandıracağı bir halka ne diye öğüt veriyorsunuz?” Dediler ki: “Rabb’inize mazeret1 beyan etmek için ve bir de belki takva2 sahibi olurlar.”

1- Biz bize düşeni yaptık, sorumluluğumuzu yerine getirdik demek için. 2- Takva, korunmak, önlemek, saklamak. Kişinin vahye içtenlikle uyarak kendisini kötü, zararlı ve tehlikeli şeylere karşı koruması ve güvene almasıdır. Takva, sözcük olarak zarar verecek şey ile korunacak şey arasına konan engel demektir.


7:164. And when a nation from them said: "Why/for what (do) you preach/advise/warn a nation God (is) making them die/destroying them or torturing them, a strong (severe) torture." They said: "An apology/excuse to your Lord and maybe/perhaps they fear and obey."