Kur'an Mealleri

870|6|81|وَكَيْفَ أَخَافُ مَآ أَشْرَكْتُمْ وَلَا تَخَافُونَ أَنَّكُمْ أَشْرَكْتُم بِٱللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِۦ عَلَيْكُمْ سُلْطَٰنًا فَأَىُّ ٱلْفَرِيقَيْنِ أَحَقُّ بِٱلْأَمْنِ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
6:81. Ve keyfe ehâfu mâ eşrektum ve lâ tehâfûne ennekum eşrektum billâhi mâ lem yunezzıl bihî aleykum sultânâ(sultânen), fe eyyul ferîkayni ehakku bil emn(emni), in kuntum ta’melûn(ta’melûne).

6:81. “Siz, Allah’ın size, hakkında hiçbir yetki1 vermediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl olur da sizin ortak koştuklarınızdan korkarım?” Bu iki taraftan hangisi emin olmaya daha layıktır? Keşke bilseydiniz!

1- Çeviriler, ayetteki “sultan” sözcüğüne “delil” anlamı vermektedirler. Bu doğru değildir. Zira sultan yetki belgesi, görev pusulası demektir. Sultan, bir kimsenin yetkili kılındığına; yetkili olduğuna dair verilen yetki belgesi anlamına gelmektedir. Söz ve yetki sahibi demek olan “Sultan” sözcüğü de bu sözcükten türemiştir.


6:81. And how (do) I fear what you shared/made partners (with God), and you (P) (do) not fear that you shared/made partners with God what He did not descend with it on you (from) a proof/evidence ? So which (of) the two groups/parties (is) more worthy with the safety/security if you were knowing?