Kur'an Mealleri

901|6|112|وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِىٍّ عَدُوًّا شَيَٰطِينَ ٱلْإِنسِ وَٱلْجِنِّ يُوحِى بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ ٱلْقَوْلِ غُرُورًا وَلَوْ شَآءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
6:112. Ve kezâlike cealnâ li kulli nebiyyin aduvven şeyâtînel insi vel cinni, yûhî ba’duhum ilâ ba’dın zuhrufel kavli gurûrâ(gurûran), ve lev şâe rabbuke mâ fealûhu fe zerhum ve mâ yefterûn(yefterûne).

6:112. Böylece her nebiye ins1 ve cinn şeytanları düşman yaptık. Onların kimileri kimilerine aldatıcı yaldızlı sözler vahyederler.2 Eğer Rabb’in dileseydi bunu yapamazlardı. Onları iftiralarıyla baş başa bırak.

1- Gördüğümüz- görmediğimiz, bilinen-bilinmeyen, tanınan-tanınmayan ve yerli-yabancı, kim varsa. Kur’an cinn kavramını aynı zamanda bilinmeyen, tanınmayan yani yabancı olan, yabancı yerlerden olan kimseler ve halklar için de kullanmaktadır. 2- Fısıldarlar, telkin eder.


6:112. And like that We made/put to each prophet an enemy (from) the human’s/mankind’s and the Jinn’s devils, some of them inspire/transmit to some the word’s/opinion and belief’s ornament/decoration (as) deceit/temptation, and if your Lord wanted/willed they would not have done it, so leave them and what they fabricate