Kur'an Mealleri

4616|49|6|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن جَآءَكُمْ فَاسِقٌۢ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوٓا۟ أَن تُصِيبُوا۟ قَوْمًۢا بِجَهَٰلَةٍ فَتُصْبِحُوا۟ عَلَىٰ مَا فَعَلْتُمْ نَٰدِمِينَ
49:6. Yâ eyyuhellezîne âmenû in câekum fâsikun bi nebein fe tebeyyenû en tusîbû kavmen bi cehâletin fe tusbihû alâ mâ fealtum nâdimîn(nâdimîne).

49:6. Ey iman edenler! Eğer fasık1 bir kimse, size bir haber getirirse doğru olup olmadığını araştırın. Yoksa bir topluma cahilce kötülük edersiniz de sonra yaptığınız şeye pişman olursunuz.2

1- Günaha sapan. Günahta ısrar eden. Vahyin belirlediği sınırların dışına çıkan; iyi, doğru, güzel ve temiz şeylerden uzak kalan. İnanç olarak inanan, yaşantı olarak Kâfir olan. 2- Birbirlerine cahilce kötülük yapmayı istemeyenler; edindikleri haberlerin doğru olduğundan emin olmak zorundadırlar. Teknolojik bilgi kirliliğinden dolayı bu konuda çok daha fazla duyarlı olunmalıdır. Üretilen yalanlar üzerinden yapılan değerlendirmelerle neden olunan haksızlıklar, haber sahiplerini işlenen cahilce kötülüğe ve zulme ortak yapmaktadır.


49:6. You, you those who believed, if a debaucher came to you with news/information, so seek clarification/explanation that (E) you strike/hit a nation with ignorance/foolishness, so you become/become in the morning on what you made/did regretful/remorseful .