Kur'an Mealleri

4278|42|8|وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَهُمْ أُمَّةً وَٰحِدَةً وَلَٰكِن يُدْخِلُ مَن يَشَآءُ فِى رَحْمَتِهِۦ وَٱلظَّٰلِمُونَ مَا لَهُم مِّن وَلِىٍّ وَلَا نَصِيرٍ
42:8. Ve lev şâallâhu le cealehum ummeten vâhıdeten ve lâkin yudhilu men yeşâu fî rahmetih(rahmetihî), vez zâlimûne mâ lehum min velîyyin ve lâ nasîr(nasîrin).

42:8. Eğer Allah dileseydi1 kesinlikle onları bir tek ümmet2 yapardı. Ne var ki O hak eden3 kimseyi rahmetinin içine koyar. Zalimlere gelince, onların velisi ve yardımcısı yoktur.

1- Kimseye seçme hakkı tanımayarak, irade sahibi yapmayarak. İnsanları, seçimlerinde özgür bırakmayarak. 2- Toplum. Amaç ve inanç birliği, ortak değer yargıları ve aynı uygarlığa sahip olan insan topluluğu. Sözcüğün diğer bir anlamı da “yol”dur. Bu yol, amaçlanmış, hedef olarak belirlenmiş yoldur. İnsan soyu. Ümmet, toplum anlamının yanı sıra aynı tür canlı topluluğuna da verilen isimdir. Örneğin kuşlar bir ümmettir. . 3- Literal olarak dilediğini: Dilediğini demek; hak edeni anlamındadır. Kimin neyi hak ettiğine kararı Allah verir.


42:8. And if God wanted/willed He would have made them one nation, and but He enters in His mercy whom He wills/wants, and the unjust/oppressive (there is) none for them from a guardian/ally and nor (a) victorior/savior .