Kur'an Mealleri

590|4|97|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ قَالُوا۟ فِيمَ كُنتُمْ قَالُوا۟ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ ٱللَّهِ وَٰسِعَةً فَتُهَاجِرُوا۟ فِيهَا فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَسَآءَتْ مَصِيرًا
4:97. İnnellezîne teveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim kâlû fîme kuntum. Kâlû kunnâ mustad’afîne fîl ard(ardı). Kâlû e lem tekun ardullâhi vâsiaten fe tuhâcirû fîhâ. Fe ulâike me’vâhum cehennem(cehennemu) ve sâet masîrâ(masîran).

4:97. Doğrusu, kendilerine haksızlık eden kimselere1, melekler canlarını alırken: “Neden bu durumdaydınız?”2 derler. Onlar: “Biz yeryüzünde mus’tezaf3 kimselerdik” derler. Melekler: “Allah’ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!” derler. İşte bunların yeri Cehennem’dir. Orası ne kötü bir yerdir.

1- Yapmaları gereken şeyleri yapmayanlar ve yapmamaları gereken şeyleri yapanlar. 2- Mevcut durumu neden kabullendiniz, küfre neden rıza gösterdiniz? 3- Güçsüz bırakılmışlar, ezilmişler, kimsesizler, çaresizler, küçümsenenler.


4:97. That those the angels make them die, unjust (to) themselves, they said: "In what you were/have been?" They said: "We were weakened in the Earth/land." They said: "Was not God’s Earth/land wide/spacious so you emigrate in it." So those, their shelter/refuge (is) Hell, and it was a bad/evil end/destination.