Kur'an Mealleri

550|4|57|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا لَّهُمْ فِيهَآ أَزْوَٰجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَلِيلًا
4:57. Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). Lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun, ve nudhıluhum zıllen zalîlâ(zalîlen).

4:57. İman edip sâlihâtı1 yapanları da altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağız. Onlar, orada kesintisiz olarak sürekli kalıcıdırlar. Orada, kendileri için arındırılmış eşler vardır. Ve onları serin bir gölgeye yerleştireceğiz.

1- Sâlihât, davranış yolu ile bütünüyle dışa yansıyan imandır. Bu sözcüğün karşıtı “seyyiat” yani kötülük sözcüğüdür. Sâlihât, kötülüğe karşı mücadele etmek, bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, yapıcı olmak, iyi olmak ve iyiye yönlendirmek demektir.


4:57. And those who believed and did/made the correct/righteous deeds, We will enter them treed gardens, the rivers flow from beneath it, (they are) immortally/eternally in it, for them in it (are) purified spouses, and We enter them (in) shade, continuous/permanent shade.