Kur'an Mealleri

527|4|34|ٱلرِّجَالُ قَوَّٰمُونَ عَلَى ٱلنِّسَآءِ بِمَا فَضَّلَ ٱللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ وَبِمَآ أَنفَقُوا۟ مِنْ أَمْوَٰلِهِمْ فَٱلصَّٰلِحَٰتُ قَٰنِتَٰتٌ حَٰفِظَٰتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ ٱللَّهُ وَٱلَّٰتِى تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَٱهْجُرُوهُنَّ فِى ٱلْمَضَاجِعِ وَٱضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا۟ عَلَيْهِنَّ سَبِيلًا إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا
4:34. Er ricâlu kavvâmûne alân nisâi bi mâ faddalallâhu ba’dahum alâ ba’dın ve bi mâ enfekû min emvâlihim. Fes sâlihâtu kânitâtun hâfizâtun lil gaybi bi mâ hafizallâh(hafizallâhu). Vellâtî tehâfûne nuşûzehunne fe ızûhunne vahcurûhunn (vahcurûhunne) fîl medâcıı vadrıbûhunne, fe in ata’nekum fe lâ tebgû aleyhinne sebîlâ(sebîlen). İnnallâhe kâne aliyyen kebîrâ(kebîran).

4:34. Erkekler, kadınlar üzerinde kavvamdırlar.1 Kendi mallarından infak2 etmelerinden dolayı Allah bazınızı bazınıza göre faddale3 yapmıştır. İyi düzeltici kadınlar; bağlılık gösteren ve Allah’ın korumasını istediğini, kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Nuşuzundan4 endişe ettiğiniz kadınlara önce öğüt verin, sonra yataklarında yalnız bırakın, sonra bir süre ayrılın.5 Eğer size uyarlarsa onların aleyhine bir yol aramayın. Kuşkusuz Allah Çok Yüce’dir ve Çok Büyük’tür.

1- “Kavvam,” kaimin mübalağa sigasıdır. “Kaim;” koruyup gözeten, geçimini temin eden, ayakta tutan (5:7) demektir. Arapçada “Kame ale’l-mer’e” deyimi kadını gözetti, geçimini üstlendi anlamına gelmektedir. Ayrıca 25:67’de bu sözcük dengeli anlamında kullanılmaktadır ki bu ayette de dengeyi sağlayan anlamındadır. Bir üstünlük söz konusu değildir. Bu sözcük; gözetip korumak, kalkmak, dikilmek, doğrulmak; bir işin idaresini üzerine almak, bir işi yapmaya azmetmek, yürütmek, düzenlemek, nezaret etmek ve geçim kaynağı gibi anlamlara gelmektedir. 2- Ailenin geçimini sağlamak için harcama yapmak. 3- Tercih etmiştir, yeğlemiştir. (Örneğin 17:55) 4- Geçimsizlik yapma, alışılmışa muhalif olma, rutinin dışına çıkma, başına buyruk davranma, kurulu düzeni bozma. 5- “Bir süreliğine ayrılın.” “Darebe,” bir yerden ayrılmak, kısıtlamak, dövmek, kesmek, yaralamak, çizmek, yola çıkmak, ayrılmak, ayırmak, başka bir yere gitmek, örnek vermek, suda yüzmek, koyun boyamak, bir yere bir şey dikmek, Musa nebinin asasıyla denizde yol açması, akrep sokması, kalp atışı, bir şeyi kaldırmak, kavgadan beladan kaçmak ve daha birçok anlamı bulunmaktadır. Araplar, misafire darip (yol tepen) demektedirler. Ayette geçen “vadrıbû-hunne” sözcüğüne, dövün anlamının verilmesi doğru değildir. Eğer dövme anlamında olsaydı bunun nasıl, neyle ve ne kadar olacağı da belirtilirdi. Ayrıca bağlamından ve bir sonraki ayetten sözcüğün dövmek anlamına gelmediği açıkça görülmektedir. Dövün anlamının verilmesinin nedeni, erkeğin kadına “bakışını” din haline getirmiş olmasıdır.


4:34. The men (are) taking care of matters for livelihood on (for) the women with what God preferred/favoured some of them (men and women) on some, and with what they spent from their (M) properties/possession , so the correct/righteous females are obeying humbly , worshipping humbly, protecting/safekeeping to the invisible with what God protected ; and those whom (F) you fear their (F) quarrel (disobedience) , so advise/warn them (F) and desert/abandon them (F) in the place of lying down (beds), and ignore/disregard/push them (F) , so if they obeyed you, so do not oppress/transgress on them (F) a way/method, that God was/is high, mighty/great.