Kur'an Mealleri

496|4|3|وَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تُقْسِطُوا۟ فِى ٱلْيَتَٰمَىٰ فَٱنكِحُوا۟ مَا طَابَ لَكُم مِّنَ ٱلنِّسَآءِ مَثْنَىٰ وَثُلَٰثَ وَرُبَٰعَ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تَعْدِلُوا۟ فَوَٰحِدَةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُمْ ذَٰلِكَ أَدْنَىٰٓ أَلَّا تَعُولُوا۟
4:3. Ve in hıftum ellâ tuksitû fîl yetâmâ fenkihû mâ tâbe lekum minen nisâi mesnâ ve sulâse ve rubâa, fe in hıftum ellâ ta’dilû fe vâhideten ev mâ meleket eymânukum. Zâlike ednâ ellâ teûlû.

4:3. Eğer yetimler1 konusunda hakkaniyetli olamayacağınızdan korktuysanız, o zaman uygun olan2 o kadınlardan3 ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer o takdirde de adaleti gözetemeyeceğinizden korktuysanız, o zaman bir tanesini ya da Yeminle4 hak sahibi olduğunuzu5 nikâhlayın. Haksızlık etmemek için en uygun olan budur.

1- Bakmak durumunda kaldığınız yetim çocuklar ve dul kadınlar. Yetim, tek başına, yalnız kalmış kişi demektir. Araplarda; yetim, yalnızca babası ölmüş olanlara değil aynı zamanda kocası ölüp dul kalan kadına da denmektedir. Ayetteki yetimler sözcüğü, dul kadınları da kapsamaktadır. Çocuklarda yetimlik, akıl baliğ/buluğ çağına erişinceye kadar olan süredir. 2- Size helal olan. 3- O yetimlerin kadınlarından. Dul kalmış, yetimlerin birinci dereceden yakını olan kimseler: anne, teyze, hala, abla vb. 4- Antlaşma ile. 5- Yeminle hak sahibi olduğunuz. Sağ elinizin sahip olduğu. Eymân sağ el ve yeminler(sözleşmeler) anlamına gelen bir sözcüktür. Bu deyim, “antlaşma yoluyla sahip olunan” demektir. El, aynı zamanda deyim olarak “güç” demektir; güç yolu ile “üzerinde yetkili olma hakkına” sahip olduğunuz, antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, himayeniz altında olan, sorumluluğunu üstlendiğiniz gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an; kiminle olursa olsun, nikâh yapmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır. Diğer bir deyimle “nikâhsız her birliktelik” zinadır. Toplumsal gerçekliğin verili kalıntısı olan kölelik ve cariyelik olgusu, İslam’ın kabul ettiği veya ön gördüğü bir olgu değildir. İslam, kölelik ve cariyeliği; cariye ve köle edinme yollarını ortadan kaldırarak kesinlikle yasaklamıştır. Verili durumun tasfiye edilmesi süreci olan uygulamaları ileri sürerek, İslam’da cariyeliğin ve köleliğin olduğunu söylemek, İslam’a iftira atmaktır.

* Çok eşlilik (taaddüd-ü zevcat): Dört eşe kadar evlenme kuralı bu ayete dayandırılmaktadır. Oysaki bu ayetin konusu çok eşlilik değildir. Ayetin konusu yetim çocukların ve dul kadınların himayesidir. Ayet, yetimlerin hak ve hukukunu düzenleyen bir ayettir; yani çok eşliliği düzenleme ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Ayrıca, “ikişer, üçer, dörder” terkibi, belli bir sayıyı değil, çokluğu ifade etmektedir. O nedenle geleneğin iddia ettiği gibi evliliği dört eşle sınırlamakla bir ilgisi yoktur. Ayetin bağlamı, yetimler ve onların hak ve hukukları ile ilgilidir. Allah, evliliklerin tek eşli mi çok eşli mi olması hususunda bir düzenleme ve bir sınırlamada bulunmamıştır. Çok veya tek eşlilik konusu Kur’an’ın konusu değil, bireylerin ve toplumların tercihlerine bırakılmış bir konudur.


4:3. And if you feared that you not be just/equitable in the orphans , so marry what (was) allowed/permitted for you from the women two twos/twos, and threes, and fours, so if you feared that you not be just/equitable, so (marry) one or what your rights owned/possessed, that (is) nearer that you not side away from justice .