Kur'an Mealleri

3568|33|37|وَإِذْ تَقُولُ لِلَّذِىٓ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِ وَأَنْعَمْتَ عَلَيْهِ أَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَٱتَّقِ ٱللَّهَ وَتُخْفِى فِى نَفْسِكَ مَا ٱللَّهُ مُبْدِيهِ وَتَخْشَى ٱلنَّاسَ وَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَىٰهُ فَلَمَّا قَضَىٰ زَيْدٌ مِّنْهَا وَطَرًا زَوَّجْنَٰكَهَا لِكَىْ لَا يَكُونَ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ حَرَجٌ فِىٓ أَزْوَٰجِ أَدْعِيَآئِهِمْ إِذَا قَضَوْا۟ مِنْهُنَّ وَطَرًا وَكَانَ أَمْرُ ٱللَّهِ مَفْعُولًا
33:37. Ve iz tekûlu lillezî en’amallâhu aleyhi ve en’amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllâh ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahşen nâs(nâse), vallâhu ehakku en tahşâh(tahşâhu), fe lemmâ kadâ zeydun minhâ vetaran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel mu’minîne haracun fî ezvâci ed’ıyâihim izâ kadav min hunne vetarâ(vetaran), ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen).

33:37. Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de nimet verdiğin kimseye diyordun ki: “Eşini yanında tut. Allah’a karşı takvalı ol.1 Allah’ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyorsun. İnsanlara huşu2 duyuyorsun; oysaki huşu duyman gereken Allah’tır.3” Sonra Zeyd ondan tamamıyla ayrılınca, Biz onu sana eş yaptık ki böylece himaye edilenlerin4 boşadıkları kadınlarla evlenmelerinde inananların üzerinde bir güçlük olmasın. İşte Allah’ın emri böylece yerine gelmiş oldu.

1- Allah’ın buyruklarına titizlikle uy. 2- Toplumsal değer yargılarını önemsiyorsun. 3- Ayette geçen “Ve Tuhfî fî nefsike” (İçinde gizliyorsun) hitabı Nebi’ye değil, Nebi’den Zeyd’edir. Hitap, şimdiki/geniş zaman formundadır ve hitabın muhatabı Zeyd’tir. Doğru çeviri “gizliyordun” değil, “gizliyorsun” dur. Allah’ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizleyen Nebi değil, toplumun baskısından çekinen Zeyd’tir. 4- “Evlatlıklarınız” diye çevrilen ve kök anlamı “çağırmak, dua etmek, istemek” demek olan “Ed’iya” sözcüğü, “himaye altına girmiş olan, öz babası dışında başka birinin yanında yaşayan veya ait olmadığı bir kabileye katılmış olanlar için kullanılan bir sözcüktür. Arapça’da erkek evlatlığa “bunuve”, kız evlatlığa “rabîbe” denmektedir. Yine “İbn’u bi tebenni” evlatlık, edinilmiş evlat, “tebenni tıf’l” evlat edinmek demektir. Zeyd için Nebi’nin evlatlığı denmesi doğru değildir. Zaten aralarında beş yaş fark olan birisinin evlatlık edinilmesi işin tabiatına aykırıdır.

NOT:

Bu ayet üzerinden Nebi’ye yönelik hadis, siyer ve tefsir kaynaklarında, çok çirkin ve ahlaksız yakıştırmalar ve iftiralar yer almaktadır. Oysaki Nebi; vahyin elçisi ve temsilcisi olma şerefine erişmiş, yüksek ahlak, izzet ve erdem sahibi bir kimsedir. Böyle bir kimse olduğu göz ardı edilerek, Zeyd’in boşanmış eşi ile evliliğini basit ve süfli düşüncelerle anlatmaya çalışmak ahmakça bir davranıştır. Bu ahlaksız iftiralara inanan bazı kimseler, bu konuda çeşitli tereddütler yaşamaktadırlar. Oysaki o büyük şahsiyet bir şey yapmış ve bu Allah tarafından uygun görüldüğü için düzeltilmemişse, yaptığı şeyi eleştirmek Allah’ı eleştirmektir; Kur’an’ın deyimi ile haddi aşmaktır, fahşalıktır.

Şu gerçek unutulmamalıdır ki: Bir konuda yargıda bulunmak için gerekli olan ana koşul, o konu hakkında kesin bilgi sahibi olmaktır. Hakkında kesin bilgi sahibi olunmadan, yani bir şeyin neden ve niçin yapıldığı, nasıl olduğu bilinmeden yargıda bulunulamaz. Öyle ki bir kimseyi elinde bıçakla birisini öldürürken gördüğümüzde ona hemen katil deriz. Ancak neden öldürdüğünü öğrendiğinizde belki de ona kahraman diyeceğiz. Nebi’mizin Zeyd’in boşanmış eşi ile evliliğinin öncesi ve sonrası konusunda da neden ve nasıl olduğuna dair de kesin hiçbir bilgiye sahip değiliz. Geleneksel kaynaklarda yer alan uydurma bilgilerden hareketle yargıda bulunanlar, Nebi’ye atılan iftiraya ortak olmaktadırlar. Olması gereken şudur: Bir ön yargı olarak; eğer Nebi’miz bir şey yapmışsa, onun iyi ve doğru olduğunu düşünmeliyiz. Ona olan güvenimiz ve inancımızın gereği olarak onun asla haksızlık yapmayacağını, adil olduğunu, gerekeni gerektiği gibi yaptığından emin olmalıyız.


33:37. And when you say to who God blessed/comforted and eased on (to) him, and you blessed/comforted and eased on (to) him: "Hold/grasp on (to) you your wife, and fear and obey God." And you hide in your self what God (is) showing it (E), and you fear the people, and God (is) more worthy/deserving that (E)301you fear Him, so when Zeyd carried out/ended from her a need/desire (divorced) We made you marry her, so that (there) not be on the believers hardship/blame in wives/spouses (of their adopted) ones called after them, if they carried out/ended from them (F) a need/desire (divorced), and God’s order/command was/is made/done.