Kur'an Mealleri

476|3|183|ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ عَهِدَ إِلَيْنَآ أَلَّا نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىٰ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ ٱلنَّارُ قُلْ قَدْ جَآءَكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِى بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَبِٱلَّذِى قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
3:183. Ellezîne kâlû innallâhe ahide ileynâ ellâ nu’mine li resûlin hattâ ye’tiyenâ bi kurbânin te’kuluhun nâr(nâru), kul kad câekum rusulun min kablî bil beyyinâti ve billezî kultum fe lime kateltumûhum in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

3:183. Onlar dediler ki: Allah, “Ateş tarafından yenen bir kurban1 getirmedikçe, hiçbir resûle inanmamamız konusunda bizden söz aldı.” De ki: “Kuşkusuz, benden önce nice resûller açık kanıtlarla ve sizin istediğiniz şeyi getirmişti. Eğer doğru söyleyenlerdenseniz, onları niçin öldürdünüz?”

1. Tevrat’ta geçen, “Sahte nebi ile gerçek nebiyi ayırt etmek için bir kurban keserek Allah’a dua edin, gökten bir ateş iner de kurbanı yakarsa; bu nebi olduğunu söyleyenin doğru söylediğine işarettir.” şeklindeki habere atfen.


3:183. Those who said: "That God promised/recommended to us that We not believe to a messenger until he comes/brings to us with an approachment to God (offering that) the fire eats it." Say: "Messengers had come to you from before me with the evidences , and with what you said, so why (have) you killed them, if you were truthful?"