Kur'an Mealleri

3288|28|38|وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَٰٓأَيُّهَا ٱلْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرِى فَأَوْقِدْ لِى يَٰهَٰمَٰنُ عَلَى ٱلطِّينِ فَٱجْعَل لِّى صَرْحًا لَّعَلِّىٓ أَطَّلِعُ إِلَىٰٓ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّى لَأَظُنُّهُۥ مِنَ ٱلْكَٰذِبِينَ
28:38. Ve kâle fir’avnu yâ eyyuhel meleu mâ alimtu lekum min ilâhin gayrî, fe evkıd lî yâ hâmânu alet tîni fec’al lî sarhan leallî attaliu ilâ ilâhi mûsâ ve innî le ezunnuhu minel kâzibîn(kâzibîne).

28:38. Firavun: “Ey halkımın meleleri!1 Ben, sizin için benden başka ilah bilmiyorum.2 Ey Haman, benim için çamur üzerine hemen bir ateş yak;3 bana yüksek bir kule yap. Belki Mûsâ’nın ilahı ile karşılaşırım. Onun yalancılardan olduğunu zannediyorum.”4 dedi.

1- Halkın ileri gelenleri, imtiyaz sahibi seçkinleri. Din adamları/ruhban sınıfı. 2- İfade sözcük anlamı ile böyle olmakla birlikte Mısır firavunlarının ahirete inanan kimseler oldukları dikkate alındığında; buradaki “ilahlık”, anlam olarak Firavun’un kendisini Mısır halkının ilahlarının temsilcisi olarak gördüğü anlamına gelmektedir. 3- Tuğla yap. 4- Kesinlikle biliyorum. Zan, sözcük olarak tahmin, sanı anlamında değil; cahiliye toplumunda kesinlik ifade eden; tecrübe ve gözlemle elde edilmiş bilgi anlamında kullanılan bir sözcüktü.


28:38. And Pharaoh said: "You, you the nobles/assembly, I did not know for you from a god other than me, so ignite/light/kindle for me you Haman on the mud/clay , so make/put for me a tall palace/tower maybe I look/see to Moses’ God, and I, I think/suspect (E) him (he is) from the liars/falsifiers ."