Kur'an Mealleri

2826|24|37|رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَٰرَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ ٱللَّهِ وَإِقَامِ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءِ ٱلزَّكَوٰةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ ٱلْقُلُوبُ وَٱلْأَبْصَٰرُ
24:37. Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru).

24:37. Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah’ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten1 ve zekâtı yapmaktan1 alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar.

1- “Salatı ikame etmek, Zekâtı yapmak” terkibi, ibadete layık yegâne ilah olarak Allah’a inanmak; kulluğu, Allah’a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten arındırılmış bir bilinçle ve arınmış, temizlenmiş arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; yardımlaşmayı, destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Zekât sözcüğü birçok ayette daha temiz, daha iyi, arınmak, temizlenmek, aklanmak, yüceltmek anlamında kullanılmıştır. (Örneğin: 2:151; 3:77; 4:49; 9:103; 19:13; 20:76; 24:21; 35:18; 53:32; 62:2; 80:3; 91:9.) Bkz. 2:43. ayetin dipnotu.


24:37. Men commercial trade and nor selling/trading does not distract/divert them from247mentioning/remembering God, and keeping up the prayers and giving/bringing the charity/purification , they fear a day/time the hearts/minds and the eye sight/knowledge turns around in it.