Kur'an Mealleri

260|2|253|تِلْكَ ٱلرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ مِّنْهُم مَّن كَلَّمَ ٱللَّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَٰتٍ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقْتَتَلَ ٱلَّذِينَ مِنۢ بَعْدِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَلَٰكِنِ ٱخْتَلَفُوا۟ فَمِنْهُم مَّنْ ءَامَنَ وَمِنْهُم مَّن كَفَرَ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقْتَتَلُوا۟ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ
2:253. Tilker rusulu faddalnâ ba’dahum alâ ba’d(ba’din), minhum men kellemallâhu ve rafea ba’dahum derecât(derecâtin), ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhıl kudus(rûhıl kudusi), ve lev şâallâhu maktetelellezîne min ba’dihim min ba’di mâ câethumul beyyinâtu ve lâkinihtelefû fe minhum men âmene ve minhum men kefer(kefere), ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinnallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu).

2:253. İşte o elçiler ki her birine farklı lütuflarda bulunduk. Allah, onların kimisi ile konuşmuş, kimisinin de derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa’ya beyyineler1 verdik ve onu Kudus’un Ruhu2 ile destekledik. Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, bunca açık kanıttan sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Yalnız onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimisi iman etti, yine onlardan kimisi de inkâr etti. Eğer Allah dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Ancak, Allah neyi dilerse onu yapar.

1- Kanıt içeren açıklayıcı, açığa çıkarıcı bilgi. 2- Allah’ın Ruhu ile. Ruhu’l Kudus, “Ruh” ve “Kudus” sözcüklerinden bir araya gelmiş belirtili isim tamlamasıdır; “Kudusun Ruhu” demektir. Sıfat tamlaması olarak, “Kutsal Ruh” diye anlam verilmesi doğru değildir. Kur’an’da dört yerde geçmektedir. Ruhu’l Kudus” tamlaması, “Allah’ın ruhu, Allah’ın vahyi, Allah’tan gelen bilgi anlamına gelmektedir. Ruh sözcüğü; Kur’an’da, sözcük anlamı olan, “can”, “vücuda hayat veren cevher” anlamının yanı sıra “insanı ve toplumları yaşamlarında diri, sağlıklı kılan vahiy” anlamında da kullanılmaktadır. Kur’an’da geçen Ruhu’l-Kudus ifadeleri, “Vahiy, Allah’tan gelen temiz, sağlam bilgiler” demektir.” Ruhu’l Kudus ifadelerinin geçtiği ayetler: 2: 87, 253; 5:110; 59:23.


2:253. Those are the messengers, We preferred/favoured/blessed some/part of them over some/part, from them who spoke/conversed/talked (with) God, and He rose some/part of them steps/stages/degrees. And We gave Jesus ,Mary’s son, the evidences, and We supported him with the Holy/Sanctimonious Soul/Spirit , and if God wanted/willed, those from after them would not (have) fought/killed each other from after the evidences came to them, and but they differed/disagreed/disputed, so from them who believed, and from them who disbelieved, and if God willed/wanted, they would not (have) fought/killed each other, and but God does/makes what Hewants/wills/intends.