Kur'an Mealleri

2188|18|50|وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَٰٓئِكَةِ ٱسْجُدُوا۟ لِءَادَمَ فَسَجَدُوٓا۟ إِلَّآ إِبْلِيسَ كَانَ مِنَ ٱلْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِۦٓ أَفَتَتَّخِذُونَهُۥ وَذُرِّيَّتَهُۥٓ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِى وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّۢ بِئْسَ لِلظَّٰلِمِينَ بَدَلًا
18:50. Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs(iblîse), kâne minel cinni fe feseka an emri rabbih(rabbihî), e fe tettehızûnehu ve zurriyyetehû evliyâe min dûnî ve hum lekum aduvv(aduvvun), bi’se liz zâlimîne bedelâ(bedelen).

18:50. Hani! Biz, meleklere, “Âdem’e secde edin.1” demiştik. İblis hariç hepsi secde etmişti. O cinlerdendi. Böylece Rabb’inin sözünden dışarı çıktı. Benim yanım sıra, onu ve soyunu evliya mı ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için ne kötü bir tercihtir bu!

1- Secde; itaat etmek, emrine amade olmak, değerini takdir etmek, üstünlüğünü kabul etmek ve saygı göstermek. İçtenlikle boyun eğmek. Allah’ın evrene koyduğu işleyiş yasalarına tabi olmak. 2- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Kur’an’da yer alan “Veli” ve velinin çoğulu olan “evliya” sözcüklerine dost, dostlar olarak anlam verilmesi doğru değildir. Bu sözcükler, etik anlamdaki dostluğu değil; siyasi bağlamda yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir. Kur’an, “dost” için “halil” sözcüğünü kullanmaktadır. (Örneğin: 2:254; 4:125; 17:73; 25:28.)


18:50. And when We said to the angels: "Prostrate to Adam, so they prostrated except Satan/Iblis (he) was from the Jinns/an intelligent free willing creature created before man , so he debauched from his Lord’s order/command , do you take him and his descendants (as) guardians/allies from other than Me? And they are for you an enemy, and how bad to the unjust/oppressive an exchange/replacement/substitution?