Kur'an Mealleri

2168|18|30|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلًا
18:30. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti innâ lâ nudîu ecre men ahsene amelâ(amelen).

18:30. Gerçek şu ki; iman edip sâlihâtı1 yapanlara gelince, Biz, iyi bir iş yapan hiç kimsenin yaptığını karşılıksız bırakmayız.

1- “İman edip, sâlihâtı yapanlar” terkibini “İman edip iyi işler yapanlar” diye çevirmek doğru değildir. Salihâtı yapmak iyi işler yapmaktan farklı anlama sahiptir. Sâlihât, davranış yolu ile bütünüyle dışa yansıyan imandır. Bu sözcüğün karşıtı “seyyiat” yani kötülük sözcüğüdür. Sâlihât, kötülüğe karşı mücadele etmek, bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, yapıcı olmak, iyi olmak ve iyiye yönlendirmek demektir.


18:30. That those who believed and made/did the correct/righteous deeds, we (E)do not loose/waste (the) reward (of) whom did good deed(s).