Kur'an Mealleri

1934|16|35|وَقَالَ ٱلَّذِينَ أَشْرَكُوا۟ لَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا عَبَدْنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَىْءٍ نَّحْنُ وَلَآ ءَابَآؤُنَا وَلَا حَرَّمْنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَىْءٍ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَهَلْ عَلَى ٱلرُّسُلِ إِلَّا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ
16:35. Ve kâlellezîne eşrekû lev şâallâhu mâ abednâ min dûnihî min şey’in nahnu ve lâ âbâunâ ve lâ harremnâ min dûnihi min şey’(şey’in), kezâlike fe alellezîne min kablihim, fe hel aler rusuli illel belâgul mubîn(mubînu).

16:35. Şirk koşanlar, “Eğer Allah dileseydi biz onun yanı sıra başkasına kul olmazdık. Babalarımız da olmazdı. Ne biz ne de babalarımız O’nun haram kıldığından başka hiçbir şeyi haram kılmazdık.”1 dediler. Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Bu durumda resullerin üzerine düşen, vahyi apaçık bir şekilde tebliğden başkası değil.

1- Bu ayetten de anlaşılyor ki: Allah’ın haram kıldığından başkasını haram kılmak şirk sayılan bir fiildir.


16:35. And those who shared/made partners (with God) said: "If God willed/wanted, we would not have worshipped from182other than Him from a thing, us and nor our fathers, and nor forbade/prohibited from other than Him from a thing." As/like that those from before them made/did, so is there on the messengers except the information/communication the clear/evident ?